top of page

MEB'den Neden İstifa Ettim ve Süreci Nasıl Planladım?



Öncelikle istifa kararımın ardından bana hayırlar dileyen tüm dostlara teşekkür ederim. Okula dilekçemizi verdik, dilekçe kayda alındı ve iş artık cevap beklemeye kaldı. Bu sürece neden girdiğim ve süreci nasıl yürüttüğümle ilgili sosyal medyadan sorular geldi. Ben de bu yazıyla konuya kısaca açıklama getirmeyi uygun buldum.


Bu yazıda "MEB doktoralı bir öğretmen kaybetti..." diye feryat figan etmeyeceğim. 15 yıl ekmeğini yediğim, iyi-kötü hizmet ettiğim bir kurumun arkasından söylenmeyi etik açıdan doğru bulmuyorum. MEB doğrusuyla yanlışıyla içinde piştiğim, bana öğretmenliğin tadını tattıran kurumdur. Eleştirilerimizi yaparken bir yandan da hakkını verelim ve ardından yasal uyarımızı yapalım :))


** Burada anlatacaklarım tamamen şahsıma özel bir süreçtir. Asla siz de bunu yapın şeklinde bir tavsiye değildir ki yapmak isteyenin benim onayıma zaten ihtiyacı yok **


Süreç Nasıl Başladı?

Hayalim MEB içinde pişip bir yandan da yl ve dr süreçlerinin ardından akademiye geçmekti. Lakin yaklaşık 11 yıla yayılan lisansüstü süreçlerim sonunda dr diplomamı değerlendirebileceğim hayalimde olan üniversite ortamının artık ülkemizde kalmadığını gördüm. Öğretmen olarak onca başarımı ve birikimlerimi dr derecesi ile taçlandırmıştım ama bu süreçte üniversiteler hayalimdeki mekanlar olmaktan uzaklaşmıştı. Diyeceksiniz ki önceden çok mu iyiydi, hayır tabii ki. Yine de daha iyi bir seviye vardı diye düşünüyorum. Mevzu uzun olduğu için detayına girmiyorum, bilenler biliyor.


Savunmamı verdiğim 2020 yılında tam bir çıkmazdaydım. Beni artık ne MEB kesiyordu, ne de üniversitelerin bir çekiciliği kalmıştı. Tam ne yapacağıma karar verme arifesindeydim ki aklıma uzun zamandır okulumda amatör olarak yürüttüğüm koçluk çalışmaları geldi. Koçluğa ilgi duyuyor, bir süredir profesyonel koçları takip de ediyordum. Uzun araştırmalarım ve görüşmelerim sonucunda bu mesleğe kanım iyiden iyiye ısınmıştı. Hatta facebook üzerinden velilere yönelik seminerler-danışmanlıklar yapmaya başlamıştım. Mesleki deneyimim ve dr derecemin yanına bir de koçluk sertifikasyonu ekleyip potansiyelimi bu sahada göstermeye niyetlendim. Olurdu, olmazdı derken pandeminin araya girmesiyle bir anda tüm hedeflerimi askıya almak zorunda kaldım. Nihayetinde pandemi etkisi geçip normalleşme sürecine girildiğinde 2021 yılında profesyonel ICF koçluk eğitimleri aldım ve bir şeyi kafama yerleştirmeye başladım: Bu işi bir meslek olarak yapabilir, kariyerime bu yönde bir rota çizebilirdim.


İşte istifa kararını ilk olarak 2021'de bu şekilde düşünmeye başladım. Hatta süreç yönetimi ile duygusal-zihinsel hazırlık konusunda bizzat koçluk aldım. Ancak istifa işini birden yapamazdım. Zira maddi ve manevi bir ön hazırlığım, sermayem falan yoktu. Sadece kafamda bir düşünce vardı, o kadar. Durumu eşime açtım. Başta istifa fikri ona ters gelse de günden güne bana hak verdi ve desteğini esirgemedi, sağ olsun.


Süreci Nasıl Planladım?

Ben bir hedef belirlediğimde tıpkı Atatürk gibi önce engelleri tespit eder, onları ortadan kaldırmaya bakarım. Doktora tamamdı. Koçluk sertifikamı da almış, gönüllü koçluklarla ciddi deneyim de kazanmıştım ama insanların beni tanıması ve koçluk işini oturtmam için zamana ihtiyacım vardı. Kendi kendime iki yıllık bir süre belirledim. İki yıl boyunca yani 2023 yaz tatiline kadar deneyimlerimi zenginleştirecek, network oluşturacak, maddi-manevi hazırlıklarımı tamamlayacaktım. Websitemden tutun da sosyal medyalarıma kadar ve hatta çalışma odamın düzenini dahi koçluk işleri için uygun hale getirdim. Pandemide uzaktan eğitim tecrübesi de edindiğim için koçluğu da Zoom'a taşıdım ki bu sıralarda tüm koçluk okulları eğitimlerini online ortama taşımıştı zaten. Ben de bu kervana katıldım. Kısacası risk ve tehdit olarak görülen şeyleri ben fırsata dönüştürdüm.


Sosyal medyalarımda düzenli paylaşımlara başladım. Bloglar yazdım. Amacım ortaokul-lise gruplarına koçluk yapmaktı ve böylece ilk koçluk talepleri de gelmeye başladı. Ortaokul ve lise öğrencileriyle başlamış olsam da doktora derecem lisansüstü öğrencilerin ilgisini çekiyordu. Bunun üzerine bir de profesyonel koçluk uygulamaları eklenince bu öğrenciler için cazip bir koçluk-mentorluk hizmeti oluşmaya başladı. Bu talepleri görmemle ortaokul-lise grubu tüm koçluklarımı tamamlayıp sadece lisansüstü öğrencilere yöneldim. Yaklaşık iki yıldır da sadece bu gruplarla çalışıyor, hizmetimi zenginleştirmeye uğraşıyorum. Çok şükür güzel bir ivme de yakaladığımı düşünüyorum.


Bu bağlamda planladığım tarihte yani Temmuz-2023'te istifa dilekçemi kurumuma sundum. Böylece iki yıllık geçiş döneminin sonuna geldim ve yeni bir başlangıç için ilk adımı attım. Kendimi iki yıldır hazırladığım için duygusal anlamda büyük bir zorluk yaşamadım. Biraz içim buruldu tabii ki, o ayrı :))


Sonuç Olarak...

1- İstifa zor bir karar. Kesinlikle kolay demiyorum. İyi bir hazırlık gerektiriyor. Maddi ve manevi birikim yapmadan bu işe soyunmayın (eğer öyle bir düşünceniz varsa). 2-3 yıllık bir geçiş dönemi kurgulamak şart. En önemlisi yılmadan azimle yola devam etmek. Düştüğün yerden kalkmayı bilmek çok önemli!

2- Herkesin hayat koşulları farklıdır. Ben evcimen biriyim. Gezmem tozmam fazla yoktur. İçki, sigara kullanmam, kahveye takılmam. Dolayısıyla bu masraflarım yok. Üstelik aileden gelen bazı malvarlıklarım da var. Maddi anlamda da biraz bunlara güvendim. Ama sizin böyle imkanlarınız yoksa bu süreci yönetmeniz bana göre zor olacaktır. Kenarda bir şekilde birikim yapmaya çalışın. Pasif gelire odaklanmak şu zamanda çok mantıklı görünüyor mesela. Asla planlama yapmadan balıklama dalmayın. Kervan yolda dizilir mantığı yeni bir iş kurma sürecinde pek işlemiyor, bilginiz olsun.

3- Eşiniz en büyük destekçiniz olmalıdır. Ona rağmen bir şey yapmayın. Onun desteğiyle dağları bile delebilirsiniz.

4- İstifa kararımın ardındaki en büyük sebep potansiyelimi kendi işimde daha fazla sergileyebileceğime dair öngörülerimdir. Evet MEB'in maddi ve manevi şartları da etkilidir ama benim için ilk sıradalar diyemem. "Özgürlüğüne kavuştun" gibi söylemlere de kısmen katılıyorum. MEB'de tutsak değildim ama kısıtlıydım bence. Koçluğun en güzel yanı evden çalışmak ve istediğiniz kişilerle ve istediğiniz zaman planına göre çalışmak. Bu anlamda tam idealimdeki ortam diyebilirim. Her görüşmemden sonra bugün de birinin hayatına dokundum hissi inanılmaz iyi geliyor!

5- Şikayetçilik yerine "Ne yapabilirim?" gözüyle çevrenize bakarsanız değerlendirilmeyi bekleyen sayısız fırsatı görmeye başlarsınız. "Fırsat mırsat yok" diyorsanız lütfen bakış açınızı değiştirmeye çalışın çünkü çağımız fırsatlar çağı...

6- Becerilerinizi geliştirmeye ve mümkün olduğunca sertifikalandırmaya çalışın. Heybenizi doldurun ama önünüze gelen her sertifikayı da alayım diye oburluk yapmayın. Sonra becerilerinizi sergileyebileceğiniz ortamı kurun, insanlara ulaşın ve bağınızı canlı tutun. Örnek vereyim; kendi tez sürecim bende akademik mentorluğa ilgi oluşturdu. Çokça nitel görüşme yapmış olmam koçlukta dinleme ve soru sorma becerilerimi keskinleştirdi. Bilimsel altyapım sayesinde koçlukla ilgili araştırmalarımı daha süratli ve doğru yaptım, bu da koçluk yaptığım insanlara daha faydalı olmamı sağladı. 15 yıldır MEB'de yer almam, eğitimcilik deneyimim sayesinde beni öğretmen olmayan eğitim koçlarının 15 adım önüne geçirdi...

7- Yarını planlayın. Hedefleriniz hep geleceğe yönelik olsun. Günübirlik hedefler gün sonunda yok olur gider. Uzun vadeli hedeflerse sizi geleceğe taşır.

8- Tüm bunlara rağmen başarısız olma riskim yok mu? Elbette var. Maaşlı işte çalışmıyor da bir girişimde bulunuyorsanız bu risk her zaman vardır. İster koçluk yapın ister sokakta ayakkabı boyayın. O yüzden bu yola girmeyi düşünenlere tavsiyem başarısızlığı bir öğrenme deneyimi olarak yorumlamaları ve psikolojilerini hazır tutmalarıdır.


Evet olay kısaca böyle. Tabii ki burada anlatamadığım, satırlara sığmayacak kadar çok macera vardır... Şimdilik aklıma gelenleri kısaca yazdım. Umarım faydalı olmuştur. Artık önümde yepyeni bir yol uzanıyor ama bu yol önceden yürüdüğüm yolların deneyimleriyle dolu...


Sağlıkla kalın.

1.088 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page